Geçmişten bugüne gelen kumpaslardan bir utanç tablosu…

“Hafıza–i beşer nisyan ile malûldür, arşiv ise asla unutmaz!”

Geçmişten bugüne gelen kumpaslardan bir utanç tablosu:

TİTREK HAMSİ ÖRGÜTÜ

Demokrasi tarihimizin en karanlık fakat unutulmaz olaylarından biri olan 12 Mart 1971 darbesi insanımıza bugün yaşadıklarımıza benzer kumpaslar kurmuş aynı acıları yaşatmıştı…
İşte size o günlerde yaşanan ve bugünkü kumpasları aratmayacak bir utanç hikâyesi:

Zülfü Livaneli, altmışlı yıllarda geçim gailesiyle bir ilaç firmasının Trabzon temsilcisi olarak çalışmaya başlar. İş yaşamının yanı sıra zamanın İşçi Partisi içinde aktif görev alır. Bir süre sonra Ankara’ya döner. Bu arada 12 Mart ‘ın katran karası günleri başlar.  Cunta ve siyasi polis önceden fişlediği isimleri içeri atmaktadır.

Zülfü Livaneli, SEVDALIM HAYAT adlı kitabında TİTREK HAMSİ ÖRGÜTÜ’nü şöyle anlatır:

“Bizim içeri alınışımız daha önce anlattığım Trabzon yıllarına dayanmaktaydı. O dönemde öğretmen okulunda resim öğretmeni olarak çalışan ve edebiyat meraklısı bir genç olarak aramıza giren Mustafa Beşgen, hasta düş gücünü çalıştırarak her gün bir rapor yazmış ve ortada olmayan hayali bir örgüt yaratmıştı: Titrek Hamsi Hücresi.
MİT ve sıkıyönetim de ancak mizah kitaplarına konu olabilecek bu saçmalığı ciddiye almış ve onca insanı toplayarak yıldırım bölge koğuşlarına tıkmışlardı. Örgütün niye hamsi ve niye titrek olduğunu hiçbir zaman anlayamadım.

Şimdi bir Laz fıkrası gibi gelen bu olay dolayısıyla hepimiz zulüm gördük, çoğu kişinin evi barkı dağıldı.”

***
Titrek Hamsi Örgütü’ne ilişkin bir anı daha var, onu da önümüzdeki hafta anlatacağız… Ankara DİPLOMATİK